MASAL – MESEL
Bazen insan, olağanın dışında bir olay duyunca „Tıpkı masal gibi“ veya „biraz masalımsı“, „Masal an-latma!“, „Sen masalı çocuklara anlat“, „Bende bu göz var mı ki bu masalı yutayım!“ v.s. der. Fakat masallar, böylesine deyimleşmiş, kalıt haline gelmiştir. Çünkü, herkesin çocukluğu masallar aleminden geçmiştir. Her çocuk, ağzı bir karış açık, kulağı masalı anlatanın ağzın-da uyuya kalmıştır.
İşte bunun işindir ki, çocukluğunda dinlenen masal-lar; Peri kızlarıyla, Dev analarıyla, Sabır taşlarıyla, Ke-loğlanlarıyla, Altın elmalarıyla belleklerimizde kalmış ve bu masalları çocuklarımıza, onlar da çocuklarına, ço-cuklarının çocuklarına anlata gelmiştir.
Bir deyim vardır: „Tüfek icat olundu, mertlik bo-zuldu“ diye. Masal dünyası için bu deyim geçersizdir. „Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde“ ki zamanlar değişiyor, değişip karakalemin, daha sonraları dolma kalemin ucuna; ve giderek yazı makinesi, bilgi sayarlar icat olunduğunda parmaklar tuşlara yerleşti ve masallar da yazıt olarak dünya çapında yaygınlaştı, diyebiliriz. Sadece evvel zamanlardaki masallar yeni zamanlarda da aynı çekiciliyle satırlara dökülebilsin.
Yazması bizden; „Keloğlan’ı“, „Köse Dayıyı“, „Misk Çelebiyi“, „Ecişle Bücüşü“, „Gül çubuğunu“, „ Kara koyunla, kötü kurdu“ okuması sizden!
Ve sizin de, çocuklarınızın, çocuklarınızın çocukla-rının da okuyabilmesi için masal kitaplarını, (sadece ma-sal kitaplarını değil bütün kitapları) gözünüz gibi koru-manız dileğiyle!
Şekibe Yamaç